Vahyin ışığında düşünen bir nesil yetişiyor,

Malatya Fikir Adamları Derneği tarafından düzenlenen konferansa,Konuşmacı olarak Naci Şavata,  dernek başkanı H.Bayram Yılmaz, Yönetim Kurulu Üyeleri İbrahim Tokay, Nusret Küçükaslan ve dernek üyeleri katıldı.

Genel Meclis Başkanı Naci Şavata, İnsanın yaratılışı, Akıl ve Fikir konularını içeren bir konuşma yaptı. Naci Şavata konuşmasında  “Allah insana en güzel bir nimeti bahşetmiştir bu da akıl nimetidir. İnsanı yaratılmışlardan en şerefli kılan nedenlerden bir tanesi de akıldır. Allah verdiği akıldan dolayı insanı mesul tutmuştur. Bugün aklın ortaya getirdiği, insanın hal ve hareketini oluşturduğu, olgulara, düşüncelere biz fikir demekteyiz. İnsanda bulunan fikir ve düşüncenin 2 kaynağı vardır, bir tanesi insan iradesinin kendisidir, insan düşünerek doğru yolu bulabiliyor.

Allah’tan gelen bilgiyle insan düşünür, buna da vahiy denir. Demek ki insanın bir yaratılış iradesiyle fikretme kabiliyetiyle var, ama o fikretme mutlak doğrudur yanlıştır diyemeyiz. Eğer nefsine uymuş bir akıl varsa o akıl yanlış düşünecektir. Allah peygamberler vesilesiyle vahiy göndermiş ve akıl sahiplerine hitap etmiştir.  

Bilimsel metoda göre akıl süzgeci şöyledir, akıl nasıl harekete geçiyor, kendini nasıl harekete geçiriyor ve nasıl fikrediyor, bu 4 aşamadan oluşuyor. Birinci aşamada bir fikrin oluşabilmesi için düşünce şarttır. Bir olay lazımdır ki akıl harekete geçsin. İnsan bu olayı nasıl algılar burada ikinci husus devreye giriyor. İnsanın bu olayı kaydeden sağlıklı bir belleğe ve zekaya sahip olması şarttır. İnsan sağlıklı bir belleğe sahip olacak ki olaylardan netice çıkarsın. 3’üncüsü olayı insanın belleğine ileten duyu organlarından en az birisinin, algıladığını belleğe iletmesi şarttır. 4’üncüsü de bellekte o olaya dayanan sağlam geçmiş bir bilginin bulunması şarttır. Demek ki belleğimiz olayları algılamada hazır olacak, bilgi birikimi olacak.

İnsan geçmişten gelen bellekteki bilgiyi idrak ile sentez yaparak bir düşünceye varır. Algılanan olay geçmiş bilgiyle sentez yapılınca düşünce oluşur. Düşünce oluştuktan sonra insan meydana gelen olaya karşı bir tavır alabilir. Fikir böylece insanın tavrına, ameline baskı yapmaya başlar

İnsan iradesini doğru düşünmek için vahiy ve bilim dünyasına bağlamak lazım. İslam’da bir bilgiye  sahip değilseniz onu gideceksiniz bir İslam âlimine soracaksınız, eğer hastaysanız bir doktora, ev yapacaksanız mimar ve inşaat mühendisine gideceksiniz.

Olayların kişin kendi açısından değerlendirmesine yorum deniyor. Yorumda da eğitim durumu yeterli olmalı ki yorum da bilimsel olmalıdır ki fikir verebilsin. Yorumlamayı doğru yapabilmek için bilgi dağarcığımızı genişletmeliyiz.

Düşünce hürriyeti fikrin serbestçe yayılması içindir. Fikir edinebilme ve kişilerin kendi düşüncelerini söyleyebilmesi ayrı bir olaydır. Fikrinizi rahatça söyleyebilirseniz, bu fikrinizden dolayı da kınanmazsanız kafanızda oluşan fikirleri rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Fikirlerinizi söyleyince tenkit yersiniz, övülürsünüz veya etrafınızda insanlar toplanır yada reddeder. Bu olgu fikir hüviyeti insanlar var olduğu günden beri var ve kıyamete kadar var olacak, insanlar fikirlerini anlatacaktır.

Sosyalistler diyalektik metodunu kullanarak insanları yanıltmaya çalışırlar, insan hakları veya düşünce hürriyetleri adı altında diyalektik kullanırlar.  Hak ve hürriyetleri vahiye dayandırmazlar, kapitalistler de bu fikir üretmeleri kullanırlar. 1960 ve 1970’leri de bilirim, kapitalistler ve sosyalistler hep yandaş bulurlardı, ya sosyalist olacaktınız ya kapitalist olacaktınız, yani ya sağcı olacaktınız ya solcu olacaktınız. Ama şimdi bunlara dur diyen bütün süzgeçleri vahyin ışığında düşünen bir nesil yetişiyor, bunun gayretini de görüyoruz ‘aman ben zulmetmeyeyim, yanlış bir düşünce ile hareket etmeyeyim, doğru yolda gideyim’ diye devamlı çalışma içindeler “ şeklinde konuştu.