© Malatya Objektif

HDP’liler Sus Pus Oldu

AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütüne karşı alınan güvenlik önlemleri ile ilgili başbakana sorular soran HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’yü “Yerli Muhbir” olarak tanımladı

PKK'YA İSTİHBARAT NİTELİĞİNDE BİLGİLER İSTEDİ

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, geçtiğimiz günlerde Başbakan'ın yanıt vermesini istediği soru önergesinde, terör örgütüne karşı kurulacak güvenlik noktaları hakkında sorular sormuştu. Bu soru üzerine  AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan ile HDP’li Kürkçü arasında Meclis'te bir polemik yaşandı. Özhan, yaptığı konuşmada Kürkçü'ye “yerli muhbir” nitelemesi yaptı ve soruların oldukça manidar olduğunu söyledi.

 

 Ensonhaber internet sitesinde yer alan habere göre; Kürkçü'nün konuşmasından sonra kürsüye çıkan AK Partili Özhan, şöyle konuştu; "Burada demagojiler yapıldı, çukurdan bahsedildi. Çukurdan bahseden hatibin HDP grubundan olması da ayrıca manidar. Stratejik bir çukurdan bahsedildi. Milyon kere yalanlanmış…  Açıktan düşmanlık içerisinde olduğunu, örgütün eylemleriyle de ispatladığını, IŞİD'e destek verildiğini çok rahat bir şekilde telaffuz etti. Adeta bir yerli muhbir tadında dışarıdan Türkiye'ye konuşan bir hatibi burada dinledik, üzülerek dinledik."

 

KÜRKÇÜ TANIMLAMADAN RAHATSIZ OLDU

Taha Özhan'ın sözleri üzerine söz alan Kürkçü, 'yerli muhbir' tanımlamasından rahatsız oldu; "Kalbimizden geçeni söylüyoruz" dedi.

 

ÖZHAN İKİNCİ KEZ KÜRSÜYE ÇIKTI

Kürkçü’nün konuşmasının ardından Özhan tekrar kürsüye çıkarak, şunları söyledi; "Grupları adına söz alan hatibin dile getirdiği konuşmalar ne benim açımdan, ne de bu Meclis açısından, ne de Türkiye'de bu işleri takip edenler açısından hiçbir orijinalliği olmayan fikirlerden ibarettir. Kalite tartışması yapmak için bunu söylemiyorum, şundan dolayı söylüyorum: Biz bu fikirleri uzunca yıllardır, özellikle son beş yıldır, zaten farklı mecralardan fazlasıyla duyuyoruz. Bunlar büyük ölçüde tercüme cümlelerdir. IŞİD'le bağlantı, DAİŞ'le bağlantı... Özünde, aslında böyle bir İslamofobik zeminin de olduğu…

 

BU LAFLARIN BİR CİDDİYETİ KALMADI

 Bunların hepsini biz İngilizce olarak belli kaynaklardan Suriye krizinin başlamasıyla beraber zaten okuyorduk. Burada yapılan şey, bunların sadece kötü bir tercümesidir. Kötü tercümelere de ihtiyacımız yok, o kaynaklardaki birkaç dili anlayabilecek kapasitesi bu Meclis'in fazlasıyla var, Türkiye'deki her unsurun var. Ama dediğim gibi, dışarıda bunu oldukça satılabilir bir şekilde kullanabilirsiniz, müşteri bulabileceğinize zerre şüphe yok.

 

YALAN SÖYLEME HASTALIĞI…

 

Ama sadece şöyle bir sorun var: Mal arzı fazlası var. Artık bu o kadar çok piyasaya sürüldü ki ne bu lafların bir ciddiyeti kaldı, ne bu suçlamaların bir ciddiyeti kaldı, açıkça bir siyasal mitomani, yalan söyleme hastalığı. Biz bu yalan söyleme hastalığını tedavi etme durumunda değiliz, sizi kendinizle baş başa bırakıyoruz. Bu suçlamaları defalarca yaptınız ama benim söylediğim basittir, burada bunun yerlisini dinlemek bize çok bir orijinallik katmıyor, biz bunu yabancılardan zaten yeterince dinliyoruz."

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER