© Malatya Objektif

Asiltürk: Malatya işgal edilmeyecek

Saadet Partisi Malatya İl Başkanı Mehmet Asiltürk, AK Parti İl Başkanı Bülent Tüfenkci’nin Büyükşehir Belediyesine partisinden başka bir siyasi partinin gelmesini “Allah muhafaza” demesine sert tepki gösterdi. Asiltürk, Malatya’da başka bir siyasi parti kazanırsa, bunun işgal anlamına gelmediğini, iktidar partisinin de buna saygı duymak zorunda olduğunu aktardı


Asiltürk, yerel seçimler ve gündemdeki gelişmelerle ilgili çok konuşulacak sözlere imza attı. Yerel seçimlerden Münir Erkal dedikodularına, AK Parti İl Başkanı Tüfenkci’den 28 Şubat davasına, başörtülü milletvekillerinden öğrenci evlerine birçok konuda görüş bildiren Asiltürk, çok önemli açıklamalarda bulundu.  Kızışan seçim çalışmalarında muhalefetin etkisiz olduğu iddiaları üzerine Radyo Huzur’da konuşan Mehmet Asiltürk, AK Parti aday adaylarının kendi içlerinde yarıştıklarını, bunun da bir seçim çalışması gibi lanse edildiğini öne sürdü.

ADAYLAR ÇOK PARA HARCADI

Asiltürk, aday adaylarının seçim çalışmaları için harcadıkları parayı değerlendirerek, “AK Parti’nin aday adayları kendileriyle yarışıyor. Bunu da kamuoyuna seçim yarışı gibi gösteriyorlar. Memlekete yapacakları hizmet yarışı değil, ben nasıl başkan adayı olurum gibi birbirleriyle yarışı var. Alacağı maaş belliyken bu kadar para harcamaları insanların aklına türlü türlü hesaplar getiriyor. Bir belediye Başkanının normal aylık gelirini 5 yıl ortalaması olarak 7 bin liradan hesaplarsak yılda 84 bin lira, 5 yılda yaklaşık 420 bin lira eder. Sırf aday adaylığı sürecinde bazı adayların 500 hatta 1 milyon lira harcadıkları söyleniyor. Şimdi Belediye Başkanı olup, birilerinin hizmetkarı olmak için, bu kadar parayı harcamak ve bunun karşılığında alacağı maaş belliyken insanların aklına türlü türlü hesaplar geliyor”

ADAY ADAYLARI MAĞDUR OLACAK MI?

Aday adaylarının bir kısmının seçilmeyeceğini bildiği halde makam ve mevkilerini korumak ve yükseltmek için adaylık başvurusu yaptıklarını iddia eden Asiltürk, şöyle konuştu: “İkinci bir durum daha var ki kendisinin listeye girmeyeceğini biliyor. Ama bu çalışmalarla kendini ön plana çıkartıyor. Yarın adaylar belirlenip seçim olduktan sonra ‘ben filan ilçeden aday adayıydım, işte mağdur oldum, çalıştım’ denilecek. İşte bununla ilgili memursa en azından yerini korumak, müdürlüğünü korumak ya da üst kademede bir müdürlük, iş adamıysa bu harcadıklarını devletin değişik kurumlarından ihale alarak çıkarmak gibi bir yola başvuruyorlar. Bunu da iftira olarak söylemiyorum. Bizler Malatya’da kimlere ihale verildiğini, kimlerin iş yaptığını, yine bir ilçede aday olup kazanamadığı zaman yaptığı işte iktidardan nasıl ihale aldığını biliyoruz. Malatya çok küçük bir şehir. Birilerine iftira, gıybet olarak söylemiyorum. İsimde vermiyoruz ama gerçek budur maalesef”

MÜNİR ERKAL GELİYOR MU?

Asiltürk, Münir Erkal’ın adayların netleşmesinden sonra başvurusunu yapacağı iddialarına ise, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözüyle cevap verdi, Erkal’ın gelebileceği dedikodularına göz kırptı. Asiltürk, önümüzdeki günlerde her şeyin netleşeceğini belirterek, şunları kaydetti: “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Münir Bey 10 yıldır bu millete hizmet etmiş ve milletinde takdirini kazanmış bir belediye başkanı. Kendisi mimardır. İşin ehlidir. Bu önümüzdeki günlerde gerçekler ortaya çıkacaktır.”

NE DEMEK ALLAH MUHAFAZA!

 

Diğer taraftan geçtiğimiz günlerde bir TV programında konuşan AK Parti İl Başkanı Bülent Tüfenkci’nin sözlerini de değerlendiren Asiltürk, Tüfenkci’nin Büyükşehir Belediyesine kendilerinden başka bir siyasi partinin gelmesini “Allah muhafaza” demesine sert tepki gösterdi. Asiltürk, Malatya’da başka bir siyasi parti kazanırsa, bunun işgal anlamına gelmediğini, iktidar partisinin de buna saygı duymak zorunda olduğunu aktararak, “AK Parti il başkanı geçen bir televizyon programda ‘Merkez’deki ilçeleri biz alıp da Büyükşehir’i başka bir parti alırsa, Allah muhafaza’ sözlerine çok şaşırdım. Burayı Yunanistan, İsrail veya bir başka ülke işgal etmiyor. Bu milletin içinden çıkan, bu milletin değerlerinden olan, bu millet gibi inanan ve bu millet gibi yaşayan insanların aday adayı olup projelerini ortaya koyduğu zaman bu insanlar, ‘benim başkanım sen ol’ diye oy veriyorsa, buna hangi siyasi partinin il başkanı olursa olsun, milletvekili olursa olsun, saygı duymak zorunda. Amerika Irak’ı işgal edince ‘Allah muhafaza’ demediler, Libya işgal olurken ‘Allah muhafaza’ demediler, Suriye’de kardeş kardeşi öldürürken ‘Allah muhafaza’ demediler ama bir belediye başkanlığını bir başka siyasi partinin kazanmasına ‘Allah muhafaza’ diyorlar. Anlamak mümkün değil. ‘Her canlı ölümü tadacaktır.’ Bunlar da bilsinler ki dün ANAP ne olduysa bugün AK Parti’de o olacaktır. Bugün şekerli su AK Parti’dedir, bütün canlılar ona koşuyor, yarın şekerli su bittiğinde kimse yanlarında olmayacaktır.”

28 ŞUBAT’TA MİLLETİN GAZINI ALIYOR

28 Şubat davalarıyla ilgili 98 kişinin serbest bırakılmasını da değerlendiren Asiltürk, Balyoz davasında askerlerin iddialar üzerine içeri atıldığını ancak her şeyi açıkça yapan 28 Şubat darbecilerinin ise henüz net bir ceza almadıklarını öne sürdü. Asiltürk, kamuoyunda “darbeciler yargılanıyor” biçiminde uyandırılan algıyla insanların gazının alındığını ileri sürdü.

Asiltürk, şunları belirtti: “Bundan 1,5 ay önce Balyoz Davası’ndan müebbet hapis alan askerlerimiz oldu. 17-20-25 yıl hapis cezası alan askerlerimiz oldu. Bunların suçu neydi? Örnek vereyim. Diyelim ki, birisi Mehmet Asiltürk’ü öldürmeyi düşünmüş, buna verilen cezaydı. Yani oturmuş toplantılar yapmış, yazılar yazmış, demiş ki biz bu iktidarı nasıl düşürelim? Bunun neticesinde de bu kadar ceza aldı. Ama 28 Şubat’ı yapanlar, öldürdüler. Yani öldürmeyi düşünüp planlamadılar, direkt öldürdüler. Şimdi gelinen süreçte, 28 Şubat’ta 103 kişilik mahkemede 98 kişi serbest kaldı, önümüzdeki süreçte bu 5 kişi de bırakılacak sanıyorum. Çünkü bu işi yaptıranlar, bugün iktidardalar, ABD ve onun Türkiye’deki uzantılarıydı. Ne iş adamlarından bir tanesi içeri alındı, ne gazetecilerden bir tanesi içeri alındı, ne o gün “beşli çete” denen sivil toplum kuruluşlarının başındakiler içeri alındı. İnsanların gazını alıyorlar. İnsanlar ‘Bak 28 Şubat’ı yapanlar bile yargılanıyor’ desinler diye içeriye alındığı ortaya çıkıyor bugün tahliyeler neticesinde.”

CHP OFSAYT’A DÜŞÜRDÜ

TBMM’ye 3 milletvekilinin başörtüsüyle girmesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin gerekli tepkiyi göstermeyerek, AK Parti’nin seçim propagandasını elinden aldığını savunan Asiltürk, CHP’nin AK Parti’nin atacağı golü ofsayda çevirdiğini ileri sürdü.

Başkan Asiltürk, şunları bildirdi: “Fazilet Partisi’nden seçilen Merve Kavakçı, meclise girdiğinde, meclis iç tüzüğü gereğince başörtüsü mecliste yasaktır deme sözünün yalan olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü mecliste iç tüzük düzenlenmeden bu hanımefendiler meclise girdi, böyle bir düzenlemeyi de gerek görmediler, hatta pantolonla ilgili de düzenlemeyi yaptılar, başörtüsünü içine koymadılar, çünkü başörtüsü ile ilgili bir yasak yokmuş dediler. Demek ki yasaklar kafadaymış, kanunen bir yasak yokmuş. Zaten memur ve öğrencilerde de bir yasak yok. Ama AK Parti şuan da 3 kurumda kanunen yasak hale getirdi başörtüsünü. Yargıda, emniyette ve TSK’da başörtü takmak hanımlar için yasak.  Başörtüsünün meclise girmesiyle CHP’nin tavrına bakalım. Biliyorsunuz bu hanımlar 2011’de Temmuz ayında milletvekili seçildi. Seçilirken de başörtülü olarak değil, başı açık olarak girmişti. 2002-2007 ve 2011 tarihlerinde AK Parti genel seçimlere gitti ama bir tane bile başörtülü hanımefendiyi aday olarak göstermedi. 3 milletvekili Hac ibadetinden sonra kapanıp, bu şekilde meclise gelmeye karar verdiler. Ve CHP AK Parti’nin atacağı oyu ofsayda düşürdü. AK Parti’nin seçim propagandasını elinden aldı. Olması gereken de buydu”

TÜRKİYE POLİS, JANDARMA ÜLKESİ DEĞİL

Öğrenci evlerinde kızlı-erkekli yaşama sorusuna da cevap veren Asiltürk, “Her önüne gelen kapıyı çalıp giremez. Türkiye polis, jandarma devleti değildir” dedi.

Hükümetin zinayı suç olmaktan çıkarmasıyla birlikte zinanın önünün açıldığını öne sürerek, şunları aktardı: “Bu seçimlerde AK Parti’nin yapacağı bir seçim propagandası lazım. Yine milletin inancını sömürü aleti yaparak, seçim propagandası yaparak, seçim çalışması yapacak. Sayın Başbakan’ın evlerde kızlı-erkekli kalma sözü kendi parti içerisindeki insanlardan da tepki aldı. Hatta kendisiyle Refah Partisi’nin kapatılmasına sebep olup, AK Parti’nin kurulmasında başta olan insanlar tarafından da tepki geldi. Bakın biz her şeyden önce Müslümanız. Bir gün Hz. Ömer Efendimiz yolda dolaşırken, bir evde çalgılı seslerin geldiğini duyup, duvardan atlayıp bakıyor ki, insanlar içki içiyor. Onlara bu işin yanlış olduğunu söylediğinde, o içki içen insan diyor ki, ‘Ben bir yanlış yaptım, sen üç yanlış yaptın.’ ‘Nedir’ diyor. O da diyor ki, ‘Allah demiyor mu bir eve girerken kapıdan girin, kapıyı çalarak girin, sen duvardan atladın. Allah demiyor mu müsaade edilirse girin ve Allah diyor ki bir eve girdiğinizde selam vererek girin. Onu da yapmadın. Ben bir yanlış yaptım, sen üç yanlış yaptın.’ Bunun üzerine Hz. Ömer Efendimiz diyor ki, ‘Af eder misin beni?’. İkisi de birbirini affediyor ve çıkıp gidiyorlar. Böyle bir dinin mensubuyuz. Her önüne gelen kapıyı çalıp içeri giremez. Biz jandarma veya polis ülkesi değiliz. Sen zinayı suç olmaktan çıkaracaksın, ardından kızlı-erkekli kalmaya müsaade etmeyeceksin. Yani sen bir otoban yapacaksın, araçların geçmesine izin vermeyeceksin. Olur mu bu? O yolu sen açtın bunlara!”

Haber Kaynağı: HABER MERKEZİ
Anahtar Kelimeler: Mehmet AsiltürkSaadet PartisiBülent Tüfenkçi

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER